İnovasyon: Büyümenin Devinimi
Büyümek iyi midir? Kesinlikle! Konfor alanını bozmak ve yapılmayanı yapabilmek günümüzün en gözde girişimcilik arzusudur. Konjonktür gereği zaman zaman ölçek olarak küçülmeyi tercih etsek de ilk fırsatta işimizi büyütmek için çaba gösteririz. Büyüme potansiyeli pazarın, rekabet koşullarının ve mevcut konumunuza bağlıdır. Yapılanın dışında bir şeyler yaparak ancak bir fark yaratabilirsiniz. İnovasyon bu noktada nerededir?
İnovasyon ve Büyüyen Firmalardaki Yeri
Büyüyen şirketler finansal başarıyı elde eden şirketlerdir. Müşterisini mutlu etmiş şirketlerdir. Hiçbir şirket müşterisinin mutsuzluğuna rağmen büyüyemez. Dolayısıyla, büyümek isteyen şirketlerin en temel takip etmeleri gereken gösterge müşteri memnuniyetidir.
Memnun müşteri şirketinizle ilişkili olmaktan hoşlanan, ürününüzün fiyat ve performansından tatmin olan, hizmetlerinizden ve tüm organizasyonunuz hakkında şimdilik iyi şeyler düşünen müşteridir. Bir sonraki ihtiyaç anında kuvvetle ihtimalle size gelmesinden ve benzeri ihtiyaç sahiplerine de sizi tavsiye etmesinden emin olabilirsiniz. Bu ilişki yukarıda sayılan unsurların herhangi birinden mutsuz olana kadar ve/veya rakiplerinizden birisinin onun aklını çelip sizinle olan ilişkisini gözden geçirmeye karar vermesine kadar sürebilir.
Müşteri kimden ve ne kadar alacağını karar verirken verdiği paranın karşılığında kendisi için en büyük faydayı sağlayacağı ürün ve/veya hizmeti elde etmek isteyecektir. Sunulan bu fayda temel gıda ürünlerinde öncelikle doyurucu ve besleyici olması sonra da lezzetli olmasıyla yeterlidir. Ama müşteri beklentisi arttıkça ürün ve hizmet bileşimi giderek daha karmaşıklaşır. Örneğin, cep telefonu artık telefon işlevinin yanı sıra birçok işlevleri yerine getiren eğitici, bilgilendirici ve her türlü teknik özellikleri içermesinin yanı sıra sahibinin yaşam kalitesini etkileyecek birçok faydayı içinde barındırmaktadır.
Ürün özelliği ne kadar zengin olursa olsun aynı beklentiyi yerine getiren ne kadar çok alternatif varsa fiyatın etkilenmemesi kaçınılmazdır. Çünkü müşterinin gözünde hepsi aynıdır. Dolayısıyla fiyat farkına katlanması için bir neden yoktur. İşte burada değişen beklentileri karşılamak önemlidir. Çünkü fark yaratmanın getirdiği bir değer artışının elbet bir ekstra fiyatı vardır. Mesele müşteri isteğinin bugününü ve yarınını takip etmekte, bunlara karşılık gelecek değer setini diğer alternatifler önce ve farklı şekilde sunmaktır.
Sonsuz müşteri isteği iyidir
Müşteri isteğini takip etmek ve talebe dair veri toplamak zordur, bazen de kafa karıştırıcıdır. Gelecekte ki müşteri talebini öngörmek de çok zordur. Ama en zoru talebin gerekliliklerini yapmak ve rekabetten en az bir adım önde olmaktır. Özellikle içe dönük yapılarda yenilikçiliğe açık olmayan yapılarda başlangıç aşamaları en zorudur. Ama değişen rekabet koşullarında artan müşteri beklentileriyle başa çıkmak açısından en doğrusu da yenilikçi düşünceye açık olmakta yatar. Özellikle en yakın rakiplerinizin bu konuda sizden eksik kalıyorlar olması sizin rekabetçilikte avantajınızadır demektir.
Müşterin mevcut istekleri birçok kanaldan gelebilir. Ürün siparişi, garanti sistemi, şikâyet ve öneriler, ürün kıyaslamaları, müşteri anketleri, saha ziyaretleri ve fuarlar en bilindik yöntemlerdir.
Bu araçlarla istenilen ürün ve hizmetler hakkında en temel ihtiyaçlardan, aranan her türlü ek değer olabilecek unsura kadar bilgi toplayabilirsiniz. Hataları ve eksikleri düzeltebilir ek ihtiyaçları karşılayabilirsiniz.
Tüm bu bilgilerden ürün ve hizmet hakkında gelişim beklenti ve önerilerini sistematik bir halde biriktirmelisiniz. Sonra da sağlayacağı faydaya göre, önceliklendirmeli, sisteme entegre etmeli ve uygun zamanda, gerekirse ek bedel talep ederek, pazara sunmalısınız. Bu döngü ne kadar hızlı ve istenilen beklenti oranında gerçekleşirse şirkete faydası o kadar büyük olur ve büyüme gerçekleşir.
Pazarın gelecek isteklerini öngörebilmek ise ayrı bir işleyiş gerektirir. Piyasa koşullarının genişlediği dönemlerdeki beklentilerle daraldığı dönemlerdeki fırsat ve tehditler elbette farklıdır. Ama bu değişen koşullara uyum sağlayabilme becerisi firmanın öncelikle hayatta kalabilmesini sonrada büyüyebilmesinde aranan en önemli özelliklerin başında gelmektedir. Müşteri isteklerine kulak vermek beklentiyi takip etmektir ve gelişimi yönlendirebilmek demektir. Müşteri beklentisini zamanında karşılamak sağlıklı büyümeyi getirir.
İnovasyon ve yenilikçilik işin neresinde?
Elbette değer zincirinin her aşamasında müşteri adına gerek ürün gerekse iş süreçleriyle ilgili yapılan tüm arayışlar yaratıcılık gerektirir. İster daha kaliteli ister daha hızlı isterse de daha farklı ürün üretmek için olsun, amaç müşteriye sunulan değeri ve sonrasında memnuniyeti arttırmaktır. Bunun için öncelikle şirket içindeki bilineni hayata geçirmek sonrasında gerçekten yeni olan kavramları devreye almak gerekir. Tersi olursa yapıda hazımsızlık yapar ve müşteriye olumsuz yansımaları olabilir. Bildiğin işi öncelikle doğru yapmak (eğer top yekûn bir çöküş yaşanmıyorsa) sonrada yeniliklerle dolu olarak daha iyi yapmak elbette mali açıdan daha anlamlı olacaktır ve müşteri farkı görecektir.
Kazanılanların şirketin tamamına yansıması ve etkiyi büyütebilmek için çözümlerin yaygınlaşması gerekir. Fikir bankası olarak kullanılacak sistem mimarisi gerek yönetim kolaylığı gerekse içerdiği riskler açısından değerlendirilmeli ve etkin bir şekilde devreye alınmalıdır.
İnovasyon ve Yenilikçilik için uygun şartların sağlanması gerekir.
Yaratıcılıkta olduğu gibi yenilikçi olmak herkesin görevidir. Ancak yenilikçi düşünceye doğru odaklanmış bir kolektif düşünce ve gayret neticesinde başarılı olunabilir. İleri doğru hareket genelde küçük adımlarla ama bazen de büyük bir sıçramalarla olur. Küçük adımlar büyük sıçramalar kadar önemlidir. Düşünmeden fikir üretilemez. Önemli olan gelişimdir. İlle de en büyük yeniliği ben yapacağım diye düşünülmemelidir.
Gelişim için seçilen konular sınıflandırılmalı ve azami faydayı en hızlı sağlayacak konuya öncelik verilmelidir. Birikimin kuruma faydalı olması için üretilen fikirlerin uygulamaya alınma oranı son derece önemlidir. İnsanlar fikirlerine ve emeklerine değer verildiğini görmezlerse katılımcı olmazlar. İşini iyi yapan, becerikli ve sonuç alan bir ekibin olması verimli ve kalite bir iş çıkarmak için önemlidir. Ekipte farklı, zıt hatta aykırı düşünen unsurların olması iyidir ve mevcut düşüncesel engelleri sinerji oluşturarak aşılmasını sağlar.
İyi daha iyinin düşmanıdır fikrinden yola çıkarak, sistemlerin değişime, inovasyon ve yeniliklere karşı doğal bir direnci olduğunu hatırlamalıyız. Birçoğu da iyi niyetli kimselerden gelebilir. Yönetimin kararlılığını sergilemek için çalışmalar yukarıdan aşağıya olması ve güçlü liderlik özelliklerinin gösterilmesi son derece önemlidir.
Yenilikçiliğin kurum düzeyinde başarılması için 5 önemli unsur vardır:
- Stratejik öncelikler
- Sistemsel beceriler
- Kaynakların zenginliği ve çeşit
- Yapısal sağlamlık
- Kültürel özellikler
Şirket düsturu uzun vadeli hedefleri belirler
Strateji, bir kurumun gelecekte olmak istediği yerde olması için izlenmesi gereken ana yolları temsil eder. İş yapmanın birçok çeşit yolu vardır. Gerek ürünle gerekse üretimle ilgili olsun başlıca kullanılacak teknolojinin kararının sonuçlara etkisi son derece önemli olacaktır. Stratejik konularda kararsız kalmak veya yeterli düzeyde belirgin olunmaması konuya muğlâklık getirecek ve çalışmaları olumsuz etkileyecektir. Yanlış strateji ise hedeflerden tamamen sapmayı getirebilir.
Ürün stratejisinde gerekli bilgi birikimi, yetkinlik ihtiyacı ve beklenen etki firmanın piyasadaki liderlik pozisyonunu etkiler. Yeni ürün, firmayı pazarda kural koyucu, kural bozucu ya da seçeneklerden herhangi biri olarak konumlandırır. Neticede inovasyon konusunun firma için önemi ve beklenen etkisi tariflenmelidir.
Sistem, kurumun sonuca gitmek kullandığı bir dizi araçların toplamıdır. Özellikle yeniklikçi fikirleri üretmek için kullanılan arayış biçimleri çok önemlidir. Pazardaki ürünlerin fiyatı, ergonomik yapısı, kullanılan teknolojisi, işlevselliği ya da başka bir özelliği gelişmeye açık olabilir ya da bir alternatif karşısında fırsat olabilir. Müşteri beklentisinde bir değişiklik veya teknolojik bir gelişim yeni fikirlere esin kaynağı olabilir. Değişen yasal koşullar piyasayı tamamen farklılaşmaya doğru itebilir. Tüm alternatifler arasında en büyük ve en hızlı etkiyi yaratacak fikirlerin ön planda olması ve başarılı şekilde hayata geçirilmesi gerekli altyapının sağlanması gerekir.
Başarılı bir fikrin ticari bir değer olarak müşteriye sunulması için ilgili aşamaların sorunsuz aşılması gerekir. Pazar ve rakipler hakkında bilgi sürekli toplanmalı ve ticari sürece devamlı olarak beslenmelidir. Ticari süreç, sırasıyla, kavramsal tasarım, fizibilite, proto-tip üretimi, seri üretime geçiş, ürün lansmanı, satış ve satış sonrası destek ve koordinasyon süreçlerinin de bir bütün ve uyum içinde uygulanması gerekir. İşler ne kadar ilk defada doğru ve hızlı gerçekleşirse sonuç o kadar etki yaratır. Yapılan çalışmalar elbette ilgililerle doğru bir iletişim kanalı için paylaşılmalıdır. Örneğin, Toyota ürün geliştirmede kullanılan O-Obeya yönetimi gibi bir sistematik devreye alınabilir. Tüm süreç boyunca hassas bilgilerin kontrol dışında rakiplere sızması engellenmelidir.
İnovasyon için ayrılan kaynaklar, çalışmaların itiş gücünü ve hataları kaldırabilme kabiliyetini belirler. En önemli kaynak insan kaynağıdır. Etkin ve yetkin olması doğru işi getirir. Değer zincirinin tamamında yetkin ve odaklanmış insanların olması kaynakların etkin kullanımını getirir. Çalışmaların her aşamasında hedeflerin, önceliklerin ve sorunların açıklıkla ve ekip ruhu içinde ele alınıyor olması projenin verimliliğini ve etkisini arttırır. Ana şirketteki en büyük sorunla değer zincirinin herhangi bir yerindeki en küçük sorun aynı özünde öneme sahiptir. Çünkü tüm sorunlar çözülmeden ürün müşteriye gönderilemez. Çözümdeki öncelik sırası müşteriye olan etkisine göre belirlenmelidir.
Üretim kapasitesinin sağlanmasından ürün ambalajına, üretim için gerekli yatırımdan en uygun kalitede hammadde seçimine kadar uzanan konu ve kararlar müşteriye sunulan değer algısını etkiler. Kaynakların yeterliliği ve uygunluğu şirket düsturunun gerçekleşmesine katkıda bulunur.
Kurum yapısı, tedarik zinciri boyunca kullanılan iletişim sistematiği, sorumluluk ve iş yükünü dağılımını temsil eder. Bilginin bürokratik engellere takılmadan ilgili birimler arasında akıyor olması, sistemin şeffaf ve denetlenebilir olması ve sorunlara kimin yaptığına bakmadan korkusuzca çözüm üretiliyor olması, lider yöneticilerin yapının her aşamasında görev alıyor olması, yenilikçi düşüncenin güven için hareket etmesini sağlayacaktır. Çalışmaların bölge veya ülke hatta kıta gözetmeden yapılıyor olması kurumun gerçekten de yetkinliği ve yetkiyi de tedarik zincirine eşit dağıttığı gösterir. Çünkü gerçek amaç müşteri memnuniyetidir.
Tek amaca odaklanmış bir kurumsal yapıda olayları olduğu gibi ve olduğu yerde (Gemba) yaşayabilmek mümkündür. İnsanlar konumuna, pozisyonuna, yaşına, şirketine veya herhangi bir ayrıştırıcı özelliğine bakmaksızın ekibin bir parçası gibi çalışırlarsa verimli olurlar ve kaliteyi üretirler. Güven vermek ve almak ancak böyle ortamlarda mümkün olabilir.
İnovasyon ve yenilikçilik için 5. önemli unsur olan kültür kurumun kolektif yaşanmışlıkların arta kalan birikimini temsil eder. Kurumun gerçek düsturunu gösterir. Söylenenle yapılan farklıysa durumu kültürün analizinden anlayabilirisiniz. Şu sorular sorulmalıdır:
- Gelişimden faydalanmak genele açık mıdır? Yoksa öğrenmek belirli bir grup insana mı özeldir?
- Yenilikler kurumun tamamında mı yaygınlaşıyor? Yoksa herkes başının çaresine bakıp aynı çözümü farklı yerlerde keşfedilmeyi mi bekliyor?
- Yaşanılanlardan ders alınıyor mu? Ortak bir yöntem veya standart kullanımı var mı? Bilgi ve beceri seviyesinde zamanla kayıplar oluyor mu?
- Kazanımları sürdürmek ve iş yapış tarzını gözden geçirmek için etkin bir denetim sistemi yürürlükte mi?
Yap-bozlarla değil sürekli ileri doğru sağlanan gelişimin sağlanması yapılan yenilikler kadar önemlidir. Devrim niteliğinde bir yenilik için belki yüzlerce küçük adımcıklara ihtiyaç olabilir. Gerek bu küçük kazanımların toplamda büyük bir kazanıma dönüşmesi için gerekse diğer değişim öğelerine ayak uydurmak için yukarıda bahsi geçen kültürel unsurların şirkette sağlanması gerekmektedir.
Fikir üretiminin besin kaynağı yaratıcılık
Fikir üretimine alışık olmayan veya düşündüklerini gerçekleştirmede yetersiz kalan kurumlarda yaratıcılığı başlatmakta sorunlar yaşanır. Çözüm ortadadır ama yapmak zordur. Genelde özü güvensizliğe dayanan sorunlarla baş etmenin tek yolu yönetimin güçlü liderlik göstermesinde yatar. Güven sağlamak için, gerekirse, geçmişteki bir takım hatalarla yüzleşip, şirketin 1 numaralı yöneticisi tarafından bu çalışmalara şahsen katılım sağlanması faydalı olur. Çalışmalar ekip ruhu içinde ve şirket titri kullanmadan yapılmalıdır.
Yenilenen güven ortamıyla birlikte kurulacak yeni sistem tarafların gönüllülük esasına dayalı bir anlayışla devreye alınmalıdır. Zorlamayla kısa sürede üretilen fikirler ancak verildikleri değer kadar kuruma fayda sağlarlar. Samimiyetten uzak ve kalıcı olmayan her uygulamanın faydası geçici ve minimaldir.
Gelişimin sağlanması için öncelikle problemin doğru tanımlanması gerekir. İster sorun süreçte olsun isterse üründe, doğru yere bakmayan gerçek çözümü göremez. Örneğin, ürünümüzün bayan müşterilere hitap etmekte zorlanıyor. Konu net ama nasıl çözüleceğine dair bir ipucu ya da yönlendirme yok.
Herhangi bir zaman kesitinde bir kurumun uğraştığı problemler o kurumun önceliklendirme becerisini gösterir. Problemlerini açıklıkla ifade edemeyen yöneticiler ne yeni fikirlerle ilgilenirler nede gelişimin getireceği faydayla. Onlar oldukları yerden mutludurlar ve değişen bir dünyada yerleri bellidir. Aşağıya…
Amaçların aydınlanması ise çözümü sağlayacak kişi veya birimin hayal ettiği gelecek durumu ve ona nasıl ulaşılacağının tarifini sağlar. Amaç elbette sorunu çözmektir ama nasıl… Yukarıdaki basit örnekten devam edersek, bayan müşterileri cezp etmek için görsellik iyileştirmeyi amaçlıyoruz. Neden? Çünkü bayanlar bu ürünün en çok görselliğinden etkilenirler ve pazardaki en güçlü ürünün görselliği geçen ay yapılan xx anketinde en güçlü seçildi.
Bazen tek çözüm önerisi sonuca gidilebilir, bazen de bir dizi öneride bulunmak gerekebilir. Her halükarda amaç yeni farkındalıklar yaratarak düzeni kontrollü olarak paydaşların lehine doğru değiştirmektir.
Etkin çözüm amaca giden yolda atılması gereken adımların detayını tanımlar. Yine yukarıdaki örnekten devam ederek, örneğin ürüne kolaylıkla değiştirilebilir kapak sistemi adapte edilebilir. Hem görsellik geliştirilir hem de rakipte olmayan bir özellik olan kişiselleştirme unsuru devreye sokulabilir.
Çözümün etkin olup olmaması elbette konu hakkında tecrübe ama daha çok doğrulayıcı veriyle mümkündür. Gelişim çalışmalarında tecrübe unsuru tüm dersleri yeniden almamak ve alınanları diğerlerine yaymak için önemlidir. Fakat bazen tecrübe önyargıya neden olduğu için yapılanların doğrulanması önemlidir.
Diyelim ki çözümü bir anketle veya prototiple müşterinin beğenisine sunduk ve olumlu bir geribildirim aldık. Müşteri beğenisi açısından yine de sonuç garanti değildir, çünkü müşterinin gerçek tepkisi tamamen karar anındaki kullanacağı karmaşık (aşırı duygusal) mekanizmaya bağlı olacaktır. Bunu için gerek ele alınan sorunlar olsun gerekse uygulanacak çözümler olsun her zaman müşteri tarafında en büyük etkiyi yapacağı en temel ve uygulaması basit değişikliklere öncelik vermenizi tavsiye ederim. Değişiklikleri zamana yayılıp daha muhafazakâr bir yaklaşımda sergilenebilir.
Başarılı uygulama ve hayata geçiş çözümü bulmak kadar önemli bir konudur. Her türlü aksama başka sorunlar yaratabilir ya da etkinlikte azalışlara sebep olabilir. Uygulamanın hayata geçişe kadar olan sürecinde sunulan değerin gözetilmesi ve sonrasında da korunması için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekir. Yapılan bunca değişikliğin, daha sonra tespit edilecek bir ihtiyaç noktasında, başkalarınca da kullanılabilmesi için dokümantasyon sistemin gerekli özelliklere sahip olması gerekir.
Başarılı ve hızlı büyüme kaydeden bütün firmaların ortak noktalarından biride yenilikçi düşüncedir. Her ne kadar arge yatırımları ile büyüme arasında doğrudan bir ilişki kurmak mümkün olmasa da büyümek için cironun önemli bir bölümü arge faaliyetlerine ayrılmalıdır. Örneğin, dünyaca ünlü ilaç şirketlerinden Pfizer’ın %15’lik bir büyüme için cirosunun %15 üzerinde bir kısmını arge’ye yatırdığını söyleyebiliriz. Aynı şekilde birçok teknoloji ve yazılım şirketlerinde bu seviyelerde kaynak ayırdığını belirtebiliriz.
Harcanacak miktar sektöre ve pazardaki konuma göre değişir. Türkiye koşullarında çalışan firmaların ciroya oranla yenilikçi faaliyetlere harcamaları gereken paranın en az %3 düzeyinde olması gerekir. Yine, sektör ve pazardaki duruma göre bu oran, ek faaliyetlere harcanacak miktarlarla birlikte, yurtdışındaki örneklere yakın olabilir.
Ülke bazında bakındığında oranların arge’nin GSYİH oranın %2 ile 3 arasında seyrettiği görebilirsiniz. Özellikle Çin’in konu hakkında giderek artan bir faaliyeti olduğu ve Japonya ile Güney Kore gibi büyümek için yenilikçiliği önemli bir kaldıraç olarak kullandığını görüyoruz.
Türkiye’nin her ne kadar geçmişe göre giderek daha fazla yenilikçi çalışmalarla kaynak ayırsa da yaklaşık olarak GSYİH’nın %1 biraz altında oranla arge’ye harcama yaptığını görmekteyiz.
İnovasyon müşteriye değer sunma yarışında şirketi rakipleri arasında ayrıştırıcı özellik kazandıracak en belirgin stratejik unsurdur. Masallarda gibi bir gecede kazanılması ve büyük bir fikrin tezahürü ile gerçekleşmesi mümkün değildir. Büyük bir plan, güçlü bir inanış ve süreklilik gerektiren bir uğraştır. Her ne kadar her fikir eşit ağırlıkta etki yaratmasa da, hatta çoğu işe yaramasa da, çalışmalar belirli bir kafa yapısında yürütülmelidir. Dünyadaki bütün başarılar, fikrin büyük ya da küçüklüğüne bakmaksızın, olanı değiştirmeye önce cesaret etmekle başlayıp sonrada çok çalışıp hayata geçmesi ile sağlanmıştır.